Wolfenstein: The New Order

Hayat size Nazi veriyorsa, çifte shotgunla kafalarına sıkın.

Tanıtım: Hepimiz 2. Dünya Savaşı'nı biliriz. Naziler çok uzun süre baskın kalmaya çalıştı, aynı anda 10'dan fazla ülke birbirine girdi, Amerika gelince Hitler kafasına sıktı falan filan. Peki ya hiç düşündünüz mü, ya Naziler savaşı kaybeden değilde kazanan taraf olsaydı? Wolfenstein'ın ezelden beri Nazilerle alıp veremediği vardır zaten. Hele oyun yeni jenerasyon konsollar içinde çıkacaksa Bethesda işini garantiye kesin alacaktır. Şahsen bu oyunun bu kadar güzel olacağını beklemezdim ama abi çifte AK-47 (oyunda assault rifle diye geçsede tam bir AK) ile önüne geleni kurşuna dizmek, hele Naziler ve çığlıkları olunca o kadar zevkliymiş ki adam öldürmekten zevk aldığım tek oyundu diyebilirim. Ama söyleyeyim son boss ciddi anlamda zor gusülle girmezseniz başı tutarsınız öyle diyeyim.

Oynanış: Oyun aşırı aşırı (ve daha çok aşırı) hızlı bir FPS oyunu. Reaksiyon zamanınız baya bir kısa olduğu için adamı fark edemezseniz 2.5 saniye içinde canınızı rahatça yarılar arkadaş. Oyun size genellikle sessizce gidebilmeniz için olanak sağlıyor (throwing knifelar, susturuculu pistoller falan) ama kabul edelim bu oyuna Allah ne verdiyse girmek için para vereceksiniz :)

Grafikler: Oyunda  grafikler baş kaldırdığı (grafikler baş kaldırmış grafikler baş kaldırmış ekran kartları kavuşmuyor) için ağzınızın sularını akıtma riski çok fazla. 

Açık Sözlü Oyuncu Puanı: 8

- Grafiklerrrr

- Senaryo

- Müzikler ve seslendirmeler

- Son boss aşırı ve gereksiz zor

Warface

Tanıtım: Hepinize merhaba arkadaşlar bu gün sizlere Warface oynunu tanıtacağım. Warface Crytek in geliştirdiği bir F2P oyunudur.Oyun 2 3 ay önceye kadar kendi sitesinden indiriliyordu şimdi ise Steam üzerinden ulaşabilirsiniz. Oyun tamamen Türkçedir seslendirmelerde dahil olmak üzere. Ayrıca oyunda oyun içi konuşma mevcuttur. Oyun tamamen takım oyunu üzerine kuruludur. Takım arkadaşlarınıza yardım etmez onlarla anlaşamassanız kesinlikle kaybedersiniz. Oyunda 2 adet mod mevcuttur bunlar: Pve ve Pvp dir.

Oynanış:  Şimdi sizlere ilk olarak PVE modunan dan sonra  ise PVP modun dan bahsedeceğim.PvE bir Co-Op modudur 5 kişilik bir ekiple her gün değişen farklı görevlere çıkarsınız. Bu 5 kişi ister arkadaşlarınız, ister klan arkdaşlarınız veya öylesine kişiler olabilir.  5 görevden birisi turuncu renkli ve diğeri kırmızı. Turuncu olan orta zorlukta, kırmızı olan ise en zor (Çook zor.). Ancak kırmızı görevde 2 kat puan kazanıyorsunuz. Sadece kırmızı görevde takım arkadaşlarımızı (yanlışlıkla) öldürebiliyoruz.  Asla kahraman olmaya çalışmayın. Oyunda canınız çok fazla dayanmıyor ve düşmanla uzun süre yakın temasta çok hasar alabiliyorsunuz. Siz sabredin birisi önden gitsin. Onun biraz arkasından da siz gidin (Eğer snipersanız takımın en arkasından gidin.). Zaman zaman çatılardan bazuka ateşi açılıyor ki çok can yakıyor ve hâliyle ilk önce en öndeki kişiyi vurmaya çalışıyorlar. Ayrıca elinde kalkan olan bir düşman var ve sizinle yakın temas edince hop diye sizi yere gömüyor ve sizi bildiğiniz copluyor. O an ona kolay kolay ateş de edemiyorsunuz, ayağa da kalkamıyorsunuz. Takım arkadaşlarınızın yardımını bekliyorsunuz öyle. Bu temel sebeplerden dolayı en önden gitmeyinOyun sırasında 3 tuşu kullanmaya iyice alışın: F1 tuşuyla medic’e seslenip sağlık isteyebilir, F2 tuşuyla Assault’tan mühimmat isteyebilir, F3 tuşuyla Engineer’den zırh isteyebilirsiniz. Özellikle F1 ve F2’yi bolca kullanacaksınız. İşin güzel yanı Rus oyuncular gerçekten yardımsever ve ilgili tuşa bastığınızda o sınıftan birisi mümkün olduğunca size yardım etmeye çalışıyor. ( Ama bu Türk oyuncular için çok geçerli değil.) PvP sisteminden de bahsedip konuyu kapatmak isterim. 6 PvP modu var:

- Free For All modunda herkes serbest, birbirine dalıyor.

- Team Deathmatch modunda 2 takım birbirine dalıyor.

- Capture modunda bir çanta var ve bir takım bunu korurken diğer takım bunu çalıp üssüne götürmeye çalışıyor. Bir süre sonra takımlar yer değiştiriyor. Bu modda ölürseniz roundun sonuna kadar dirilemiyorsunuz.

- Plant The Bomb modunda bir takım bomba kurarken diğer takım buna engel olmaya çalışıyor. Yine bir müddet sonra takımlar yer değiştiriyor. Burada da ölen kişi roundun sonuna kadar dirilemiyor. (Ancak eğer bir Medic zamanında yetişirse sizi diriltebilir.)

- Destruction modunda orta yerde bir baraka var iki takım da bu barakada en uzun süre durarak karşı tarafa hava saldırısı yapmaya çalışıyor.

- Storm modunda ise bir takım üssü korurken diğer takım üssü ele geçirmeye çalışıyor, toplamda ise 3 tane üs var ve sırayla hepsi için aynı işlem devam ediyor. Bir süre sonra takımlar burada da yer değiştiriyor.


Oyundaki çoğu mod bana göre oldukça kısa sürüyor ve zaten epey uzun bir yükleme ekranı süresi olduğu için pek oynadığınıza değmiyor. PvP’de PvE’den çok daha fazla puan kazanabilirsiniz. Benim favori modum Storm modu. Çünkü en uzun süren mod o ve gerçekten de uzun sürüyor ve oynadığınıza değiyor. Burada tek bir oyunda 70-80 kill yaptığımı hatırlarım. Ayrıca gördüğüm kadarıyla oyunda en çok XP bu modda kazanılıyor, oyun birincisi tam 500 XP alıyor, bu müthiş bir rakam. Takım oyunlarında yenilirseniz daha az puan alıyorsunuz.   Ayrıca her modda sadece 2 farklı harita mevcut.  Burada canınız PvE modundan çok daha hızlı tükeniyor, temkinli olun. Her dirildiğinizde el bombanızı en kısa sürede uygun bir yere yollayın, el bombası iyi iş yapıyor. Ancak elinizde uzun süre tutmayın yoksa n’olacağını tahmin edebilirsiniz.Oyunda koşarken F tuşuna basarsanız karakteriniz yerde kayarak ilerliyor ve vurulması çok daha güç oluyor. Özellikle sniper değilseniz bolca kullanın.





Grafikler: Oyunun görsellerinden biraz bahsedelim. Görsel anlamda gördüğüm ücretsiz online oyunlar arasında en iyisi diyebilirim heralde, gerçi aşırı oyun da oynamam ama grafikler gerçekten kaliteli. Özelikle patlama efektleri muhteşem.



Açık Sözlü Oyuncu Puanı: 7.5
- Türk oyuncu sayısı az
- Buglar biraz fazla
- Çok fazla Hack kulanan var

Metro Last Light Redux

En büyük düşmanımız aslında kendi türümüzdür.

Tanıtım: Metro Last Light Redux, serinin bir önceki oyunu Metro 2033'ün devamıdır. Ayrıca Metro 2033'ün senaryosunda bilmediğimiz bazı detayları da açıklar. Bu oyundaki Moskova ve manzara sahneleri daha çok dikkate alınmış ve arttırılmıştır. Klasik Metro oyununu 60 Fps'ye getirerek ve yeni jenerasyon grafiklerine uyarlayarak çıkan Redux ismiyle yeniden piyasaya gelmiştir. Oyun senaryosu ve grafikleriyle adeta baştan çıkarıyor.

Oynanış: Oyun FPS'dir ve Metro 2033'e göre daha hızlı ve canlı mekanikleri vardır. Senaryosu, karakterleri ve yaratıkları oldukça gerçekçi durmakta. Ayrıca oyunun belli bir yerinden sonra size eşlik edecek olan çocuk Dark One'ıda ben aşırı sevimli buldum. Neyse spoiler vermeden anlatamayacağımı düşündüğüm için burayı pas geçiyorum. 

Grafikler: Metro Last Light Redux serinin bir önceki oyunu ile aynı grafiklere sahiptir. Ama bana göre biraz daha güzelleştirilmiş gibi.

Açık Sözlü Oyuncu Puanı: 10

- Başyapıt

- İstediğiniz her şeye sahip (+18 sahneler dahil)

- Senaryo uzmanı

- Uzun ve ucuz DLC'lere sahip

- Oyunun bazı önemli seçimleri size bırakması (oynarsanız göreceksiniz)

- Sonun dramatik olması oyunun havasını tamamen değiştiriyor

Metro 2033 Redux

Grafikler yükseltilmemiş, baştan yapılmış adeta!

Tanıtım: Yıl 2033, çıkan nükleer savaş sonrasında Dünya yüzeyindeki bütün yaşam yok olur, o sırada Moskova metrosunda olan insanların haricinde. Oyun nükleer savaş sonrası radyasyonda tavan yapmış yer yüzeyinde kalamayan ve Moskova metrosunda çok çok uzun bir süre mahsur kalacak insanların yaşamını ve mücadelelerini konu almaktadır. 2 adet oyunluk bir seri olduğu için bu oyunda ki amaç insanlığın yaşamını tehdit eden (yada oyunda düşünülen) Dark Oneların yuvalarını ve kendilerini kullanılmamış nükleer başlıklarla vurup yok etmek. Dmitry Glukhovsky'nin Metro 2033 kitabından uyarlanan bu oyun sizi sürükleyici ve sorlu bir maceraya sokacak. Ha bu arada o şarjörler boşaltıp öldüremediğiniz köpek şekli mutantlar molotoftan tek yiyor yanınızda bulundurmanızı tavsiye ederim :)

 5. günün şafağında Kremlin'e doğru bakın

Oynanış: Oyun FPS'dir ve azda olsa hantal mekaniklere sahiptir. Düşmanlarınızın zayıflıklarını bilmezseniz çok zorlanabilirsiniz. Bunun için oyunda konuşulanları dikkatle dinlemelisiniz çünkü herhangi bir yere not alınmaz veya tekrar bahsedilmez. Örneğin Nosalisies (beyaz köpek türevi mutantlar) mermiye karşı aşırı dayanıklıdır ancak molotoftan ve double-barrel shoutgundan tek yerler.

Grafikler: Oyun PS4 ve Xbox One'için yeniden düzenlenip Redux adını aldı. Oyunun grafikler normallerine göre aşırı yüksek ve bu zamanda 60 Fps çalışan tek adam gibi oyunların içindedir. Ayrıca Moskova'ya çıktığımız günlerde nefis manzaralarla karşılaşma imkanımız vardır.

Açık Sözlü Oyuncu Puanı: 9

- Tamamen 60 Fps

- Müthiş senaryo

- Zorlayıcı yaşam koşulları ve düşmanlar

- Arada bir de olsa müthüş manzaralar

- İnsanların metro şehirlerinde verdiği yaşam mücadelesini anlatabilmesi

- Karakterlerin canlılığı, ifadeleri ve ses tonları

- The Hunter

- Mekanikler az daha canlı olabilirdi

Oyun bana göre gerçek bir baş yapıt. Uzun süre göremeyeceğimiz türden olsa da devamını istiyoruz.

Sid Meier's Civilizations: Beyond Earth

Uzayda hayat var!

Tanıtım: Sid Meier amcamızın serisi olan Civilizations geçen ay yeni oyunu Beyond Earth'ı piyasaya sürdü. Şimdi gidip başka sitelerden veya Steam sayfasından yorumları okursanız oyunu almazsınız, hak veririm çünkü oyunu o kadar aşağılanmışlarki benim bile alasım gelmemişti (ön sipariş verdik nereye almıyoruz). Benim tavsiyem oturum bu yazıyı okun çünkü tahminimce Türkiye'de adam akıllı oturup Civilizations oynayan ve en iyi bilen kişi benim (büyük idda!). Oyun için söylenen ana şeyler önceki oyunun kopyası, mapler iğrenç, yapay zeka yok vesaire. Çok çok mutlu şekilde söylüyorum ki bunların hepsi koca birer yalan. Oyun kesinlikle kopya değil oturulup bolca düşünülmüş, modellenmiş ve yazılmış. Yapay zeka gayet iyi (Ghandi gibi bir şerefsiz gelip size nükleer savaş açmıyor) ve ilk defa oyundaki barbar ırk olan alienlarla sürekli savaşmak zorunda değiliz. Onları kışkırtmadıkça (yani yuvalarına yaklaşmadıkça) kardeş kardeş geçinip gidiyoruz. Oyunda birçok yenilik var, hepsini buraya sığdırmam mümkün olmadığı için alt başlıklarla inceleyeceğim.

Resimler maximum grafikli halidir laptop kullanıyor veya kötü ekran kartına sahipseniz oyun ekran kartını öper.

Oynanış: Oyunu ben şahsen tek elimle yavaş yavaş oynuyorum. Evet doğru duydunuz oyunu tek elle oynayabilirsiniz ama oynarken beyninizi de kullanmanız gerek (LoL'deki bebeler size fazla gelir bu). Oyundaki alt başlıkla inceleyeceklerim askeri geliştirme sistemi ve benimsemeler olarak ikiye ayrılıyor.

Benimseme Sistemi (Affinity): Oyuna başlağıdığınız andan itibaren seçtiğiniz teknolojiler ile 3 farklı benimseme yolunu izliyorsunuz. Bunlar Uyum, Saflık ve Makineleşme (çeviri bana aittir ama mantıken doğrudur çünkü İngilizce olan bu kelimelerin Türkçe karşılığı yoktur). Zaten isimlerden genel bir düşüce çıkarmışsınızdır ama kısa kısa açıklayalım:

Uyum (Harmony): Uzaylı DNA'sı ile insan DNA'sını birleştirerek yeni bir üstün ırk yaratma amacına sahip oluyorsunuz. Oyunu kazanmak için bütün bu DNA'ya sahip insanları birleştirerek Beyin adındaki bir kovan yaratıp bağlanıyorsunuz . Asla ve asla bu yolu seçmem size de tavsiye etmem çünkü aşırı sakinlik ve zaman gerektirir.

Saflık (Purity): İnsan halinizi koruyup üstün ırk olma (uyumda yaratırsınız burada olmaya çalışıyorsunuz farklı ikisi) çabası gösteriyorsunuz. Oyunu kazanmak için Dünya'ya bir portal açmalı ve oradaki insanları yeni dünyanıza aktarmalısınız. Bana göre değil çünkü bunu seçmek diğer ülkelerin ağzını burnunu kırmayı gerektiriyor, siz istemeseniz bile onlar size savaş açıyor sizde tabi ki alıyorsunuz ayağınızın altına.

Makineleşme (Supermacy): Evet geldik gönlümün sultanı makineleşmeye. Tam ortada olan bu benimseme ne ağız burun kırdırmayı nede susup oturmayı gerektiriyor (ayrıca askeri birimler çok güzel görünüyor). Amacımız saflık ile aynı olsa da yolu çok farklı. Bu benimsemede ister susup sadece teknoloji ve kültür kasabilir, ister Allah'ın sopası yoktur deyip dalabilirsiniz. Gayet eğlenceli olan bu benimseme sizi nanoteknoloji çağına götürüyor ve müthiş robotlar ortaya çıkıyor (çok güzel modellemeleri var).

Grafikler: Oyun çok renkli ve pastel görünüşe sahiptir (pastel görünüş olması daha çok dikkat edebilmenizi ve gözünüzün daha rahat oyunu takip edebilmesini sağlar on sebepten yararlıdır). Grafik olarak gayet iyidir ve çoğu ekran kartını rahatça yakabilir (Allah'tan GeForce var yoksa s#!tık).

Açık Sözlü Oyuncu Puanı: 8

- Devasa haritalar

- Benimseme sistemi

- Yepyeni modellemeler

- Çevre görünümü ve rengi

- Alien Kraken (denizlere açılınca anlarsınız ne olduğunu)

- Alien Siege Worm (tek başına şehir alıyo şerefsiz)

FTL: Faster Than Light

Oyna - sona çok yaklaş - öl - ragequit - 2 gün sonra tekrar başla. Oyunun kısaca döngüsü böyle.

Tanıtım: FTL yani Faster Than Light ('ışık hızından hızlı' anlamına gelir) uzayda geçen bir gerçek zamanlı strateji oyunudur. Bu ne diye soracaksanız bu oyun yapısal olarak stratejidir ancak Civilizations gibi sıra tabanlı değil direk istediğiniz zaman istediğinizi yapabileceğiniz bir oyun stilidir. Oyunda amacımız sizi takip eden düşman ordusundan kaçıp evinize dönmektir. Oyun başlamadan geminizi seçer, düzenler ve ismini değiştirebilirsiniz. Oyun gayet hızlı ve beklenmedik ilerlediği için çok rahat zevk alırsınız.

Oynanış: Oyun gerçek zamanlı olduğu için aynı anda birçok şeyi kontrol etmeniz gerekir ani reflekslerinizin iyi veya yüksek seviyede olması gerekir. İlerledikçe karşınıza güçlü düşmanlar çıkacağı için seçimlerinizi iyi yapın! Oyunda 3 adet uzaylı tipi var, bunlardan 1 tanesi aşırı saldırgan ve hiçbir şey demeden dalıyor. Diğer 2'si sizin türünüz (yani insan ne olacak) ve daha az saldırgan olan bir uzaylı (saldırmadan önce fidye istiyor yada burası benim bölgem git diyor).  

Grafikler: Oyun pixel grafiğe ve yazlı tabanlı oynanışa sahiptir. Faster Than Light oynarken o kadar meşgul olur ve zevk alırsınız ki bunlar umurunuzda bile olmaz.

Açık Sözlü Oyuncu Puanı: 7
- Oynanış
- Zorlayıcı şartlar
- Bol içerik
- Bol gemi
- Bol düşman